-
MEZARLIKLARA ÖVGÜ
Kendimi bildim bileli mezarlıklar bana huzur verir. Ne sebeple gidersem gideyim, kafam bir miktar rahatlamış dönerim oralardan. Çünkü mezarlıklar bana cesur olmayı hatırlatıyor. Eninde sonunda öleceğimizi bilmek, yaşanmamış bir yaşamdansa bazı riskler hatta kayıplar pahasına da olsa cesurca yaşamanın ‘gerçekten’ yaşamak olduğunu hatırlatıyor. Çoğu zaman geldiğimiz çizgiden devam ediyor ve…
-
MÜKEMMELLİK MÜMKÜN MÜ?
Tüm dünya ve tüm çağlar adeta erdem övgüsü yarışında, hep bir mükemmellik peşinde koşmuş. Tüm dinler, Antik Yunan, Uzak Doğu öğretileri hep erdemleri ve o erdemleri taşıyabilen insanları yüceltmiş. Hâlbuki bunları yaşayabilenler de çok nadirdir. Ya abartılmış efsanevi kahramanlardır bunlar veya dağın başında bir keşiş. Şehirde ve insanlardan izole olmadan…
-
YAŞLILIK ÜZERİNE
Hayat minicik dünyalarla başlar ve bir insan tüm dünyan olur. Sonra bir ev, bir mahalle… Sonra büyürsün ve belki tüm dünya ayaklarının altında gibi olur. Hop orada hop buradasındır. Dün dünyanın öbür ucundayken bu gün evindesindir. Birçok tanıdığın olabilir. Geniş bir çevren… Belki bir çocuğun yenilmez gördüğü babasısındır. Ya da…
-
BALKONLAR
Balkonlar… Dünyaya açılan kapılarımız. İçerinin masumiyetiyle dışarının resmiyeti arasında bir yer. Ara insan formu. Olması gereken. Arketiplerin sahnesi. Ama olmazsa da olmaz. Doğru arketiple doğru yerde olmak bir sanat. İçeridekiyle dışarıdakini mezcetmenin en sağlıklı yolu. Değişimin ve dönüşümün de… Ve bir de temasın.
-
DEĞİŞMEYENLERİN DRAMI
Hayat akıp giden bir dönüşümler yumağı. Bu dönüşüme ayak uyduramayanların vay haline. İnsan hayatının ilk zamanları sabit ve köklenmiş hissetme ihtiyacı duyup birçok şeye sarılabiliyor, birçok şeyi benimsiyor ve bu gerekli de zaten. Çünkü geldiğimiz bu koca boşlukta nerede olduğumuzu, başlangıç noktamızın ne olduğunu bilmeye ihtiyacımız var. Fakat insan hep…
-
MAHALLE YANARKEN SAÇINI TARAYANLAR
Teknolojinin hayatımıza girmesiyle vicdanlarımız tüm kapasite çalışmak zorunda kalmaya başladı. Önceden olsa insanlar en fazla yan köydeki olumsuz yaşantılara üzülürken biz öyle zamanlar oluyor ki normal bir güne uyanamıyoruz. Her gün farklı bir felaket. Ama kentimizde ama dünyanın öbür ucunda. Bu sebeple her yaşanan olayın ağırlığını kalbimizde taşımaktan vicdan yorgunu…
-
BAŞKASINA SEVİNEMEMEK
İnsanoğlunun problemlerinden bir diğeri de bu. İnsanlar başkalarının kazançlarına, başarılarına, sevinçlerine onlarla beraber sevinemiyor. Hatta bazen belli ölçüde bu durumlardan rahatsız bile olabiliyorlar. Nasıl ki acı konusunda kesin bir empati yeteneğimiz yoksa yani acı çekenin tam manasıyla ne yaşadığını anlayamıyorsak mutluluk konusunda da aynı duyguyu yaşamamız beklenemez zaten. Fakat…
-
ŞEÇİCİ OLMANIN ZORUNLULUĞU
‘Her gün sadece yirmi dakikanı ayırarak…’, ‘her gün bir saat erken kalkarsanız…’, ‘yatmadan önce on dakikanızı ayırıp bunu yaparsanız…’ diye başlayan onlarca cümle duyuyoruz son zamanlarda. Evet günde bir saatimi ayırırsam düzenli spor yapabilirim, günde yarım saat ayırsam düzenli kitap okuyabilirim, on beş dakikamı ayırsam her gün yüz yogası yapabilirim,…
-
HAYATIN ANLAMI ÜZERİNE
Hayat gerçekten bir anlama sahip mi yoksa biz bir hülyanın peşinde mi koşuyoruz? Gerçekten arayıp bulmamız için gizlenen hazineler var mı hayatta yoksa aslında dünyaya fırlatıldık da doğa bizden habersiz akıp giderken biyolojik ömrümüzün yettiğince hayatta kalıp sonra sonsuza gömülmüş ölüler mi olacağız? Bunca yaşanmış tarihin ve gelen birikimin bir…
-
DERİNLEŞMEK
İnsanoğlu son zamanlarda hızlı yaşam şartlarından o kadar etkilendi ki artık bir şeyleri elde etmek için uzun uzadıya emek vermek zor geliyor. Her şey kolaylıkla olsun istiyoruz. Kolaylıkla zengin olalım, kolaylıkla başarılı olalım, kolaylıkla kariyerimizde ilerleyelim, istediğimiz yerlere gelelim, kolaylıkla popüler olalım istiyoruz. Hap bilgilerle bilge olmak,…