DERİNLEŞMEK
İnsanoğlu son zamanlarda hızlı yaşam şartlarından o kadar etkilendi ki artık bir şeyleri elde etmek için uzun uzadıya emek vermek zor geliyor. Her şey kolaylıkla olsun istiyoruz. Kolaylıkla zengin olalım, kolaylıkla başarılı olalım, kolaylıkla kariyerimizde ilerleyelim, istediğimiz yerlere gelelim, kolaylıkla popüler olalım istiyoruz. Hap bilgilerle bilge olmak, basit birkaç tane kursla uzman olmak istiyoruz. Bulunduğumuz basamağı doldurmadan hemen üst basamaya geçmek istiyoruz. Biraz da bazıları çok emek verdiği halde bir yerlere gelemezken bazılarının pek emek vermeden bir yerlere gelmesi insanları bu noktaya getiriyor.
Fakat bu durum beraberinde toplumsal çürümeyi de getiriyor. Hem bireysel hayatlarımızı hem de sosyal hayatlarımızı kısırlaştırıyor. Bir konuda derinleşmek yerine her konuda yüzeysel ve yayılmacı hayatlar yaşıyoruz. Aslında birbirinden farklı konularla ilgilenmek iyidir. Bize bakış açısı kazandırır ve baktığımız pencerenin genişlemesini sağlar. Fakat hiçbir konuda derinlemesine çalışmamış bir insan için bu yayılmacı politika yarardan çok zarar getirir. İnsanları sığlaştırır, toplumdaki liyakatsizliği artırır ve huzuru bozar.
Bir konuda derinleşmek içinse bir süre ter akıtmak, emek vermek, olayın içinde bulunmak ve onu yaşamak gerekir. Sadece bilgi sahibi olmak yetmez. Sonrasında bu bilgiyi içselleştirmek ve davranışlarımıza yansıtmak gerekir. Beynimizde ışık yakan harika bir kitap sözü bize öylece fayda vermez. Onu önce zihnimizde ve duygularımızda sonra da davranışlarımızda büyütmemizi bekler. Ya da teknik konudaki bilgimiz pratik ve tecrübe ister. Evet, öğrenmek için her şeyi tecrübe etmek zorunda değiliz. Empati ile uzaktan bakarak da öğrenebiliriz bazı şeyleri. Ama orda bile anladığımız şeyi içselleştirmek ve pratiğe dökebilmek için zamana ihtiyacımız vardır.
Velhasıl, toplum hatta insanlık olarak yavaşlamaya ve bir şeylere derinlemesine dalmaya ihtiyacımız var. Herkesin hayatında en azından bir tane derinlemesine hâkim olduğu bir alan olmalı. Gündelik hayatta daldan dala atlamaktan, gündemi yakalamaya çalışmaktan yorulan zihinlerimizin buna ihtiyacı var. Ayrıca bu hem bizi mutlu edecek hem de toplumun gelişmesini sağlayacaktır. Esasında kafamızı meşgul eden ve bizi telaşa sürükleyen geçici gündemlerin de çok fazla takip edilmeye ihtiyacı yok. Daha ziyade bizim bir şeylere odaklanmamızı istemiyor gibi bir hâli var.