KREUZWEG
Giydiğin kıyafetin sana yakıştığını düşünmekten suçluluk duymak, görünüşün hakkında düşünüp kendini beğenmekten suçluluk duymak, yeteneklerinden memnun olmaktan, müzik dinlemekten ve dans etmekten hoşlanmaktan suçluluk duymak… Peki ya insanların sana ve başarılarına hayranlık duymasını istemekten?
Tüm bunlardan suçluluk duymak normal mi? Katolik bir Hristiyana göre evet. Çünkü tüm bunlar sendeki gizli bir kibrin göstergesi olabilir. Kendini beğenerek kibirleniyor olabilirsin. Yeteneklerinle kendini üstün görüp övünüyor olabilirsin. Dans etmek kendini ortaya koymaktan zevk alışının bir göstergesi olabilir ve hayranlık isteğin de üstünlük duygunun.
İyi de insan bedenini ve ruhunu, yetenekleriyle beraber bir bütün olarak sevemezse kendini, kendi varoluşunu nasıl sevebilir ki? Kendini sevmeden ve olduğu haliyle kabul etmeden bu hayatı nasıl yaşar?
Esasında Tanrı’nın sana verdiği her şey bir lütuftur. Yani hak edilmiş değil, bahşedilmiştir. Dolayısıyla onlarla övünülemez. Onlara layık olmak için çaba sarf edilir. Övünmek suçluluk duygusu getirir. Hikâyenin en başında yeryüzüne gönderilmiş olmak bile başlı başına bir utanç sebebi değil midir zaten?
Dolayısıyla bu duygudan kurtulmak o kadar kolay değildir. Daha kıymetli bir şey olabilmek için pek çok şey yapmak gerekir. Kendine odaklanmayı bırakarak başlayabilirsin mesela işe. Başkaları için fedakârlıklar yapabilirsin. Yeteneklerini başkaları uğruna kullanabilirsin. Anne babanı onurlandırabilir, çeşitli dünyevi isteklerinden vazgeçebilirsin.
Peki ne çeşit istekler normal karşılanabilir ve hangileri aşırıdır ve yanlıştır? Hangi noktadan sonrası kibirdir gerçekten ve hangi noktaya kadar özgürdür insan kendi olmak ve kendini memnun etmek konusunda? Anne babamızı onurlandırırken duygularımızı dikkate almalı mıyız? Eğer duygularımız farklı bir şey söylüyorsa önceliğimiz kim olmalı? Kendimizden vazgeçmeden onları onurlandırabilmek mümkün mü? Ya da vazgeçerek?! Peki halihazırda bize lütfedilen hiçbir şeyi hak etmiyorken ve hiçbir zaman da edemeyecekken bu kadar çabalamak ne kadar doğru?
Film, bu karmaşık duygular içinde sıkışmış bir genç kızın hikâyesini anlatıyor.
